Bu hafta sizlerle hücrelerimizin metabolizmamızın ve kemik sağlığımızın ana kaynağı olan D vitaminin doğrularını konuşalım istedim.
D vitamini ; güneşten aldığı ışınları ciltte bir enzim yardımıyla vucuda aldıktan sonra karaciğerde bir forma dönüşerek, sindirim sistemi yardımıyla böbreğe giderek aktif formuna dönüşüp , aktif formu ile de kemiklere ulaşır. D vitamini kalsiyum ve fosfor metabolizmasını etkilerek kemik sağlığında başta olmak üzere tüm hücrelerdeki kalsiyum ve fosfor dengesini sağlar, böylelikle hücre yenilenmesini ve döngüsünü düzenler.
D vitamini eksikliğinde; başta kemik döngüsünde anormallikler olsa da; aslında tüm hücrelerin döngüsünde etkilidir. Çünkü D Vitamini eksik olduğu zaman aldığımız kalsiyumun sadece %15 ı emilebilirken; D Vitamini dengede olan insanlarda bu maxiumum seviyelere ulaşabilmektedir. Kronik hastalıkları olan bireylerde ya da kronik hastalık öyküsü olan bir aile hikayesi olan bireylerde D Vitamini kullanımı ile bağışıklığı kuvvetli tutmaya çalışmak uygun olacaktır.
D vitaminin aktif olarak hücrelerde olan faydalarına değinmek istersek;
- D vitamini; kalsiyum ve fosfor dengesini sağlayarak güçlü ve sağlam kemiklerin olmasını
- D vitamini; insulin hormonunun aktifleşmesinde rol oynadığı için glikoz dengesini
- D vitamini; aynı zamanda böbreklerdeki renin seviyesini azaltarak tansiyon dengesini
- D vitamini; hücre turn overina yardımcı olduğundan kanser hücrelerinin ölmesine kanser tedavisi alan hastalarda iyi hücrelerin savaşmasını
- D vitamini; yapılan çalışmalarda serotonin hormununa olan etkisi ile depresyon önleyici etkisi olduğunu sağlar.
D Vitamini organik olarak güneşten aldığımız ışınlarla vucudumuzda aktif forma geçmesine rağmen;
- Somon, sardarya, uskumru, ton balığı gibi yağlı balıklarda
- Sığır karaciğerinde
- Yumurta sarısında
- Isırgan otunda
- Mantarda
- Tatlı patateste
- Maydonoz tere gibi yeşilliklerde de bulunur.
D vitamini eksikliğinde; kemik ağrısı, yorgunluk, halsizlik, sırt ağrısı, baş ağrısı, saç dökülmesi, çabuk sinirlenme, depresyon gibi semptomlar görülebilir. Yaş ilerledikçe, kronik hastalıkları olan hastalarda , emilim sorunu yaşayan bireylerde, tüp mide operasyonu geçiren bireylerde, gebelerde, gebe kalmayı düşünenlerde, antidepresan kullanan bireylerde, aşırı kilolu bireylerde, operasyon geçirmiş hastalarda D vitamini ihtiyacı artar. Semptom göstermese bile bu bireylerin D vitamini tedavisi almaları gerekmektedir.
D vitamini seviyesini kan tetkiklerinden görülebilir. Yapılan ölçüm ile eksikliğinizin seviyesi anlaşılarak ona göre damla ya da tablet tedavisi verilebilir. Ölçümler nmol / L ya da ng/ml olarak ifade edilebilir.
Uluslararası Osteoporoz Derneği, Amerika İç Hastalıkları Derneği , ve Türk Endokrin Derneği ortak verilerine göre;
Ciddi eksiklik: 12 ng/ ml altında
Hafif eksiklik: 12- 20 ng/ml arasında
Normal düzey: 20 -50 ng/ml arasında
Yüksek düzey: 50 ng/ ml üzerinde şekllinde bildirilmiştir.
Kronik hastalığı olan hastalarda yapılan son çalışmalar doğrultusunda; 50 ile 80 arasında tutmanın hastalıkların seyrini yavaşlattığı bağışıklık için gerekli olduğu savunulmuştur.
Seviyenin 100 ng/ ml üzerinde olması D vitamini toksisitesi olarak bildirilir.
Ciddi eksikliklerde 8 hafta boyunca 50.000 IU ile tedaviye başlanıp sonrasında günlük 1500-2000 IU ile idame tedaviye devam edilmesi,
Hafif eksikliği olan hastalarda günlük 1500-2000 IU alınması 8 hafta boyunca devam edilmesi,
Normal düzeylerde olan hastalarda ancak kronik hastalığı ve ya emilimin problemi olan hastalarda 600-800 IU arasında alım ile hedeflenen seviyeye kadar kullanılması önerilmiştir.
D vitamini yağda çözünen bir vitamin olması sebebiyle yemek sonrasında almak daha uygun olacaktır. Damla ya da kapsul formlarıyla oral yollarla alınmalıdır. Ampul formları yapılan çalışmalar sonucunda önerilmemektedir. D vitaminin en iyi yaralanmak için düzenli kullanmak faydalıdır. Her gün alınan formlarında günlük aynı saatte tercih etmeniz uygun olacaktır.
Sağlıklı bir hayat için hastalıklarla karşılaşmadan önce rutin kontroleriniz yaptırmayı unutmayın. Doğru ve uygun tedavi kişiye özel olup, doktorunuzla görüşmeden hiç tedavi başlamayınız. Sağlıklı günler dilerim.
Henüz Yorum Yapılmamış. İlk Yorum Yapan Sen Ol.